TUTUKLAYIN
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim.
- Öldü
mü?
- Hayır, hiçbiri isabet etmedi.
- Öyleyse neden tutuklanmayı istiyorsun?
- Karım beni arıyor
da...
DAMDA
Yangın çıkmıştı. Üst katta kalan adamı kurtarmanın
olanağı yoktu. Temel olay yerine geld, şöyle bir bakındıktan sonra:
- Uzun bir urgan ceturun baa,
dedi. Kurtaracağimdur oni...
Urgan geldi. Temel düğümleyip yukardaki adama atarken seslendi:
- Beline sıkı
sıkı bağlayasun bu urgani!
İp bağlandı, Temel çekti. Adam düşüp parça parça oldu.
-
Ne yaptın yahu sen? dediler.
- Bir kerem bir adamun birinu pöyle iple kurtarmiştum. Amma damda miydu, kuyuda
mu? İşte bunu akluma cetüremeyrum!
KARIŞIK
Mehmet Bey köpeğinin tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı
bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu:
- Bu eşekle nereye gidiyorsun?
- Yahu bu
köpek be, diye tersledi Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun?
Komşu aldırışsız:
-
Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?
KUYRUK ACISI
Kabadayı geçinen biri hamam gidip dövmeciyi bulmuş:
- Afilli bir dövme yaptırmak
istiyorum. Ne resimleri var?
- Yılan, balık, kartal başı, deniz kızı, aslan...
- Bunların
en büyüğü hangisi?
- Aslan, ama acısına dayanmak zordur.
- Acı filan vızgelir. Haydi, göster
marifetini!
Dövmeci, aslan resmini iğneyle adamın vücuduna çizmeye başlamış. Resim büyük tutulduğundan
çizim uzun sürmüş. Kabadayı bozuntusu iki saat kadar acıya dayandıktan sonra:
- Yeter gayrı, demiş.
Bu kadarından da anlaşılır aslan olduğu.
- Kuyruğuna geldik, ağa, biraz daha dayanırsan
bitecek.
Artık dayanamayıp dövmecinin önünden kalkan kabadayı bozuntusu:
- Yeter, yeter! diye bağırmış.
Hiç kuyruksuz aslan mı görmedik yani. Bu da kuyruksuz oluversin.
KUŞKU
Sağır ve dilsiz kız saldırıya uğradı. Saldıranın
kasaba papazı olduğu söylentisi yayıldı. Papaz, ömür boyu acı içinde yaşadı, kendisini
temize çıkarmaya uğraştı. Otuz yıl sonra ölüp de Tanrı'nın karşısına çıkarılınca:
-
Ey yüce Tanrım, dedi, benim günahım, kabahatim olmadığını bildiğim halde neden otuz yıl
çile çektirdin?
Tanrı, cevap verdi:
- İnsanlara, Meryem'le aramda bir şey geçmediğini ikibin yıldır
anlatamadım. Sana nasıl yardım edebilirdim ki?
DOĞUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı.
-
Bir düzine kırmızı gül istiyorum, dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden
rica ediyorum.
Çiçekçi:
- Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti:
- Dündü.
ÇOK ŞEY
Temel'le İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra
İdris sordu:
- Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
- İçi, dedi Temel.
İdris bıçağını
çekip Temel'e sapladı.
Karakolda komiser gürledi:
- Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini
çekti:
- Çok şey pileydu!
TERLEMEK İÇİN
Sınavda tıp öğrencisine sordular:
- Hastayı hangi yöntemlerle
terletirsin?
Öğrenci bildiklerini söyledi.
- Başka?
Belleğini yokladı, anımsadığı
başka yöntemleri de anlattı.
- Başka?
Ter içinde kalan öğrenci:
- Bütün bu yöntemlerden sonuç
alınmazsa, dedi, buraya getirir, huzurunuzda sınava sokarım!
OYUN
Genç judo öğretmeni, kendisinden çok hoşlanan kız öğrencilerine:
-
Şimdi, dedi, sizlere yasak oyunlardan bir ikisini göstereceğim.
Öğrenciler kıkırdadılar.
İçlerinden biri:
- Bir gören olursa dedikodu yapmaz mı hocam?